Öğrenme Güçlüğü Olan Çocukların Duygusal İhtiyaçları Nelerdir?
17 Mart 2019-Pazartesi
Koordinasyon güçlüğü olan çocuklar grubunu tanımlamak için yaygın olarak kullanılan farklı bir dizi terim vardır. Bunlar Beceriksiz Çocuklar, Gelişimsel Dispraksi, Koordinasyon Zorlukları veya Algısal Motor Zorlukları gibi terimlerdir. Bu terimlerin kullanımında bazı karışıklıklar vardır. Bazı klinisyenler bu terimleri birbirinin yerine kullanır, bazıları ise bu terimleri biraz farklı sorunları tanımlamak için kullanabilir
Şu anda dünya çapında tercih edilen terim Gelişimsel Koordinasyon Gecikmesi veya DCD (DSM-IV 1994, Amerikan Psikiyatri Derneği teşhis ve istatistiksel El Kitabı) ' dir.
DCD İçin Tanı Kriterleri Şunlardır
Ergoterapistler Dispraksiyi içeren şemsiye terim olarak DCD terimini kullanmaktadır.
Praksi / Dispraksi/ Apraksi ile Bazı Tanımlar Şunlardır
Basitçe söylemek gerekirse Praksi ne yapacağını ve nasıl yapılacağını planlamayı içerir. Ne yapacağımızı bilmek için, önce ne yapacağımızı (idealleşme) düşünmeliyiz, sonra bunu nasıl yapacağımızı (motor organizasyonu veya motor planlaması) planlamalıyız, hareketi doğru bir şekilde gerçekleştirmeliyiz (yürütme) ve daha sonra geri bildirimleri yansıtabilmeliyiz, böylece hareketlerimizi gelecekte (geri bildirim ve uyarlama) uyarlayabiliriz.
Bu dört alanın her biri kendi içinde oldukça karmaşıktır. Örneğin, hareketleri planlamak ve organize etmenin mümkün olması için, vücut (vücut farkındalığı)uzayda nerede olduğunu iyi bir şekilde anlaması gerekir, çevredeki eylemleri ve nesneleri anlamak için bilişsel yetenek gerekmekte, hareketleri düzgün yürütmek için iyi bir işbirliğine, gelecekteki hareketlerimiz için ise uyum ve doğru bir şekilde problem çözme becerilerine ihtiyacımız vardır.
Yani Praksi otomatik olarak (alt bilinçli bir seviyede) olduğu için sıklıkla hafife aldığımız karmaşık, çok adımlı bir süreçtir. Çocuklarımızın Praksi konusunda zorluk çekip çekmediğini nasıl bilebiliriz?
Beyinde Primer Motor Korteks hareketin hızı ve yönü ile ilgili Serebellum Koordineli hareket, postural kontrol ,baş gözler vücut ve ekstremitlerin haraketine rehberlik, Bazal Ganglionlar ise SMA dan bilgi alır Talamus ile geri gönderir. Hareketin başlatılması ve sıralamasında önemlidir. Limbik sistemle bağlantısı hareketin motivasyonu ve duygusu için önemlidir.
Ergoterapistler çocuğunuzun zorlukların üstesinden gelmesine yardımcı olabilecek bireyselleştirilmiş tedavi seçenekleri sunar.
Praksi, ellerimizi ve bedenimizi oyuncaklarla oynamak gibi yetenekli görevlerde nasıl kullanacağımızı çözme yeteneğimiz, bir kalem veya çatal dahil olmak üzere alet kullanma bir yapı inşa etme bir oyuncak blok kulesi veya bir ev olsun; bir odayı düzleştirmek veya birçok uğraşla ilgilenmektir. (Ayres, Mailloux ve Wendler, 1987)
Dispraksi, doğru sırayla, alışılmış olmayan motor hareketlerinin planlanması ve yürütülmesinde zorluk olarak tanımlanır. . Motor koordinasyon (motor yürütme) birincil bir sorun değildir. Aksine, sorun, eylem planını formüle etmekte güçlük çekmesi nedeniyle varsayılmaktadır. Praksi hem ne yapacağını hem de nasıl yapılacağını bilmektir. (Ayres 1972a, 1979, 1985, 1989, Fisher, Murray & Bundy, “Sensory Integration: Theory and Practice”, 1991, F. A. Davis Company, p. 141)
Ayres, Alışılmış Motor Tepki Stratejisinin aksine, Somatodispraksiyi yeni bir kodlama bozukluğu olarak tanımladı.Yani, Somatodispraksi'ye sahip olan hastalar yeni görevleri öğrenmede zorluk yaşamaktadırlar, fakat bir zamanlar, çocuklar günlük yaşam performansının bir parçası olarak öğrendiklerinde ve gerçekleştirildiklerinde, bu görev yeterli beceriyle gerçekleştirilebilir. Çocuklar uygulama ile belirli faaliyetlerde makul derecede beceri kazanabilirlerse de, edinilen beceri, uyguladıkları özel görevlere oldukça spesifiktir ve diğer benzer faaliyetlere genellenemez. (Fisher, Murray & Bundy, “Sensory Integration: Theory and Practice”, 1991, F.A. Davis Company, p. 141)
Praksi , “fiziksel çevre ile başarılı bir şekilde etkileşim kurma, bir dizi yabancı eylem planlama, düzenleme ve gerçekleştirme ve birinin ihtiyaç duyduğu ve yapmak istediği şeyi yapma yeteneğidir."(Kranowitz, C.S., “The Out of Sync Child”, 1998, p.290)
Praksi modelleri - Nöroanatomik Model
1905'De Liepmann spesifik bir motor planlamayı ve beyindeki Praksi ağını tanımlayan ilk kişidir. Dil gibi amaçlı hareket için dominant olan sol hemisferin özellikle de sol parietal lobun rolünü varsayan ilk kişiydi.
Liepmann hareket komponentlerinin hiyerarşik bir modelini önerdi. Beyne giden duyusal bilginin spesifik algısal ürünü hareketlerin konseptiyle ilişkili hareket formülleri denen hareket hafızaları deposuna ulaşır. Bu hareket formülleri amaç plan ve aktiviitenin sıralamsıyla birlikte motor programı içerir.
Praksi Modelleri -Süreç Modeli
Kognitif Nöropsikolojideki Praksi çalışmaları işitsel (komuta) ve görsel (taklitle) girdilerden hareket çıktılarına doğru ve sırayla gelişen sürecin modelini tanımladılar.
Roy & Square ( 1994) tarafından geliştirilen ve Roy ( 1996) tarafından özetlenen süreç fazları Duygusal sistem Kavramsal Sistem ve Ürün sitemi olarak üç fazdan oluşmaktadır.
Apraksiyi Anlamak
Apraksinin aktarılan en iyi tanımı Apraksiyi kuvvetsizlik, inkoordinasyon, duyu kaybı anlayamama ya da komuta dikkatsizlik olmaksızın öğrenilmiş hareketin yapılması bozukluğu olarak tanımlanmıştır.(Geschwind 1975)
Ergoterapide genellikle Dispraksi ve Apraksi birbirilerinin yerine kullanılmaktadır.
Ayres (1985) Dispraksi ve Apraksi arasında yapılması gereken bir ayrım olduğunu Apraksinin öğrenilmiş hareket bozukluğu olduğunu bundan dolayı sonradan kazanılan nörolojik bozukluklarla birlikte yetkinlerde oluştuğunu Praksi yeteneğinin önceden var olduğu ama şuan olmadığı bu yüzden başına -a eklenemesi gerektiğini söyledi.
Dispraksi motor paternelerin ve sıralamanın yeni öğrenilmesi gerektiğidir ve bundan dolayı edinilmiş praksis becerileri zorluğu olan olan çocukları ifade etmektedir.(Bunun için başına dys gelmektedir.)
Dispraksi genellikle istemli hareketin duyusal fazını etkileyen bir bozukluk olarak görülür.Bundan dolayı çocuklarla çalışırken duyusal integrasyon tekniklerini gelişimi önemlidir.
Geschwind (1975 ) Multible Apraksiye değinmiş ve bucco-fasial ,yapısal ,giyinme yürüme bakış kol-bacak ve konuşma apraksinin içeren literatürde tartışılan ve tanımlanan bir çok türleri vardır. Bu terimlere eklenen apraksi terimi çoğunun temeliyle ilişkisizdir.
Concha (1987) Yapısal apraksiyi hareketin planlaması ve başlatılması probleminin eklendiği uzaysal bir defisit olarak ayırtetmiştir.
Giyinme Apraksisi farklı bir tip de ortaya koyulmaktadır.İnme sonrası giyinme yeteneğini araştıran literatürün incelendiği bir rewiew çalışmasında (Walker &Walker 2001 ) giyinme yeteneğindeki kaybın lisan defisiti görsel algı ve vücut şeması bozukluğu ya da unileteral ihmalden kaynaklanıyor olabileceği belirtilmektedir.
Apraksi Tipleri : Fikir (İdeational) Apraksi ,İdeomotor Apraksi
Dispraksi ve Ergoterapi
Ergoterapistlerin Perspektifinden Tanımlanan Praksi Üç Bileşen İçerir
Fikir - Çevre ile amaçlı olarak etkileşime izin vermek için fikri kavramak. Bir nesneyle ne yapılacağını bilmeyi ve bir eylem planı öngörmeyi gerektirir.
Planlama - Motor ve duyusal sistemleri içeren amaca yönelik uyarlamalı bir yanıtı planlama ve yapılandırma becerisi. Hareketleri yürütmek için nasıl hareket edeceğini ve beyinden doğru kasları duyusal sistemin ilgili kaslarına ve bölgelerine gönderebileceğini bilmeyi gerektirir.
Yürütme - Hareketi yürütmek ve planı hayata geçirmek.
Bir hasta Ergoterapi açısından Dispraksili olarak kabul edilmesi için idealleşme veya planlama ile ilgili zorluklarla karşılaşmalıdır. Dispraksi, motor koordinasyonunda birincil bir sorun olarak görülmez.
Konuyu daha fazla açıklığa kavuşturmak için, Dispraksideki problemlerle Koordinasyon Güçlüklerini karşılaştıracağım.
Koordinasyon Zorlukları
Dispraksi
Dispraksili Bir Çocuğun Oyun Gelişim Özellikleri
Davranışsal özellikler
Değerlendirme Sürecinde Ergoterapist
Ergoterapistler zorlukların gerçek doğasını ve çocuğun günlük yaşamını nasıl etkilediğini belirlemek için hareket ve koordinasyon problemleri olan çocukları değerlendirebilirler. Müdahale, çocuğun evde, okulda ve oyundaki günlük aktivitelerini nasıl yönettiğine odaklanarak ve çocukların çevre ve görev arasındaki etkileşimin bir sonucu olarak becerilerini geliştirdiği varsayımı üzerinde çalışacaktır.
Ergoterapist değerlendirmesinde ,çocuğunuzun zayıf Praksi veya Dispraksi olduğunu belirtebilir. Basitçe söylemek gerekirse, terapist çocuğunuzun motor Planlama (planlama hareketleri) ile ilgili zorluklara sahip olduğunu söylemiş olabilir, ancak motor planlaması sadece buzdağının ucudur.
Anne/ baba ve öğretmenle görüşmeli çocuğun mevcut durumu ve gelişimi hakkında bilgi edinmelidir. Bir Duyusal Tarih Anketi kullanılabilir.
Sınıf gözlemi yapar.
Nöromotor davranışın standartlaştırılmamış klinik gözlemlerini gözlemlemek, örneğin Çocuğun aktif ve keşif davranışını nasıl başlattığı, sınıfı/ PE/ diğer motor görevlerindeki çocuğu nasıl izlediği gibi.
Seçilen standartlaştırılmış değerlendirme testlerini gerçekleştirmelidir.
Sensory Integration and Praxis Tests (SIPT), Ayres 1989
Bruininks-Oseretsky Test of Motor Proficiency,
1978 Miller Assessment for Preschoolers, Miller 1988
Movement Assessment Battery for children (Henderson & Sugden) Developmental Test of visual-motor integration (Beery)
Motor Free Visual Perceptual Test – revised Test of Visual Perceptual Skills (Gardner) Sensory Profile (Winnie Dunn .
ERGOTERAPİST, çocuğun, hareket kalitesi ve son beceri dahil olmak üzere motor görevlerini gerçekleştirme şeklini gözlemleyecektir. Zorlukların ve altta yatan sorunların bir örneğini oluşturmak için kullanılabilecek tek bir test yoktur ve bir bütün olarak bilgi incelenir.
Bir değerlendirme sürecinde, Ergoterapist daha spesifik olarak bir çocuğun sunabileceği zorlukları tanımlamaya çalışacaktır. DCD'li bir çocuk da dispraksi ile kendini gösterebilir. Ergoterapistler Dispraksiyi DCD şemsiyesi altında görmektedir.
Dispraksisi olan çocuk genellikle uygun yaşlarda motor dönüm noktalarına ulaşır, ancak daha karmaşık görevler yapmakta zorluk çeker, örneğin fermuarları sıkıştırmak ve sabitlemek gibi.
SONUÇ
Ergoterapistler Duyu Bütünleme Terapisi uygulayabilir.
1989'da Duyusal Entegrasyon, "kendi bedeninden ve çevreden duyuları düzenleyen ve vücudun çevrede etkili bir şekilde kullanılmasını mümkün kılan Nörobiyolojik Süreç" olarak tanımlanmıştır. Farklı duyusal modalitelerden gelen girdilerin mekansal ve zamansal yönleri yorumlanır, ilişkilendirilir ve birleştirilir. Duyusal bütünleşme bilgi işlemdir "(Ayers, 1989; s.9).
Sinirbilim ve Eğitim Psikolojisi alanında ileri düzeyde eğitime sahip Ergoterapist Dr. A. Jean Ayres, beden ve çevreden gelen duyusal bilgilerin yorumlanmasındaki eksiklikler ile akademik ve motor öğrenmeyle ilgili zorluklar arasındaki ilişkiyi açıklamak için Duyusal Bütünle Teorisi geliştirmiştir (Bundy Ve Murray, 2002)
Gelişimsel koordinasyon gecikmesine sahip çocuklar için Duyusal Entegrasyon Temelinde tedavi, çocuğa dokunma, derin basınç, hareket deneyimleri ve görsel bilgi gibi duyusal bilgileri alma fırsatı sağlayacak ekipmanı kullanarak terapi ortamında çocuğu tedavi etmeyi içerir. Ergoterapistler bunlara dokunsal, vestibüler-proprioseptif bilgi olarak atıfta bulunurlar. Bu duyusal bilgiler geri bildirim sağlar ve vücut farkındalığının yanı sıra çocuğun uzayda olduğu farkındalığını geliştirir. Faaliyetler planlama ve faaliyetleri yaparken çocuk aktif amaçlı ve anlamlı görevlerde yer olması gerekmektedir.
Ergoterapist algısal bir motor yaklaşımı benimseyebilir. Kephart büyük ölçüde Algısal-Motor müdahale teorilerine katkıda bulunmuştur. Kephart, öğrenmenin öngörülebilir aşamalarda geliştiğine inanıyordu. Çevreye yönelik Motor Eylemler, erken öğrenimden neredeyse tamamen sorumluydu; çocuğun çevre algısı, motor deneyimine dayanmaktadır. Çocuk olgunlaştıkça, algısal ve bilişsel süreçlerin motor deneyimlerinden daha öğrenmeye daha merkezi hale geldiği bu değişir. Güncel teoriler, teoriyi birbiriyle ilişkili motor, algısal ve daha geniş bilişsel faktörlerin kavramsal çerçevesi olarak görmektedir
Sensorimotor yaklaşım, Ergoterapistler tarafından kullanılan başka bir araçtır. Bu yaklaşım aktif, deneyime dayalı öğrenmeyi vurgular. Piaget, teorilerini çocukların deneyimleri yoluyla bedenleri ve çevreleri hakkında öğrendikleri varsayımı üzerine kurmuştur. Duyusal Entegrasyon, sensorimotor yaklaşımın bir örneği olarak kabul edilir.
Suggested references:
Portwood, M., “Developmental Dyspraxia: A Practical Manual for Parents and Professionals”
Makale Yazarı
Ergoterapist Mehmet Akif Toraman
17 Mart 2019-Pazartesi
12 Mayıs 2018-Pazar
4 Nisan 2018-Perşembe
4 Nisan 2018-Perşembe
15 Şubat 2018-Cuma