Dikkat Dağınıklığı Hiperaktivite Disleksiye Eğlenceli Çözüm

Yaratıcılık ve Hiperaktivite Arasındaki İlişki Nedir?

Uzun yıllardır, uzmanlar, DEHB’in birçok zorluğa sebep olmasına rağmen, bir fayda olarak yaratıcılığa olumlu etki ettiğine inanmışlardır.

Bazı araştırmalar, DEHB’li bireylerin DEHB’li olmayan bireylerden daha yaratıcı olduğunu göstermiştir(White & Shah, 2006).

Holly White(Memphis Üniversitesi) ve Priti Shah(Michigan Üniversitesi) tarafından bu konu ele alınmıştır. Yaptıkları araştırma 2011 Ocay ayında the Journal of Personality and Individual Differences dergisinde yayınlanmıştır.

Genelde yaratıcılık belirsiz, karmaşık algılanır. Sanatta, birine göre yaratıcı olan bir şey başkasına göre yaratıcı olmayabilir. Yaratıcılığın ‘diverjant ve konverjant düşünme’ olarak adlandırılan nicel ve niteliksel alanlarına odaklanan standartlaştırılmış yaratıcılık testleri geliştirilmiştir. Diverjant düşünme, beynin kendiliğinden, çok sayıda özgün fikir üretebilmesidir. Konverjant düşünme ise, gerekli olmayan bilgileri önemsemeden, sorunun kalbine inerek sorunu çözen doğru bir çözüm bulabilme becerisidir. Koverjant düşünme standartlaştırılmış testlerde gerekli olan beceridir.

White ve Shah, araştırmaları için, 30 tane DEHB’li olan, 30 tane DEHB’li olmayan üniversite öğrencisi buldu. Yaratıcılığı ölçmek için standartlaştırılmış Torrance Yetişkin Testi’ni kullandılar. Bu testin yanında, Yaratıcı Başarı Anketi’ni(CAQ) kullandılar. Bu ankette, bilim, drama, yazım gibi 10 alanda başarı hakkında özel sorular bulunmaktadır. Anketteki sorular, öznel cevapları kısıtlamak için tasarlanmıştır.

White ve Shah, bu standartlaştırılmış testlerin, DEHB’li bireylerin gerçek yaşamdaki başarılarını gerçekten yansıtıp yansıtmadıklarını da araştırdılar. Böylece DEHB’in gerçekte bir yan etkisi olup olmadığını anlayacaklardı.

Araştırmacılar, 10 alanı ilgilendiren verileri inceleyip karşılaştırdıklarında, DEHB’li bireylerin skorlarının daha yüksek olduğunu görmüşlerdir. White’a göre, DEHB’li bireyler sanat gibi bazı yaratıcılık alanlarında diğerlerinden daha çok yüksek puan aldılar. Kendini kısıtlamanın gerekli olmadığı, tiyatro, drama gibi alanlarda, bu öğrenciler öne çıktılar. Bu çok manidar çünkü bilim insanları, DEHB’li bireylerde kendini kısıtlama becerisinin eksik olduğunu belirtirler. Mesela, genelde okulda veya işte sıraları gelmeden konuşurlar. Dürtüsel davranışlarını kontrol etmede zorlanırlar.

White, ilaç kullanan DEHB’li bireyler ve ilaç kullanmayan DEHB’li bireyler arasında önemli bir fark bulmadığını belirtmiştir.

White, şunları söylemiştir: “DEHB, zihinde bütün fikirlerin çarpışmasına neden olur böylece aktif olma potansiyeli artar ve dar seçenekler tarafından yönetilme ihtimali azalır. Aklına fikir gelip de bunu paylaşmayan kişi ile aklına fikir gelmeden kendini engelleyen kişi arasında fark vardır. Buradaki önemli unsur kendini kısıtlamadır yani kişilerin dikkatinin dağılmasına sebep olan şey.”

Bu araştırma için bazı kısıtlamalar var. White ve Shah, üniversite için gerekli olan alanların hepsinde başarılı olmuş olan öğrencilerle çalıştılar. Bu yüzden, araştırdıkları alanlarda öğrenciler zaten başarılıydı. Okuldan atılan, hapse düşen, üniversiteyi kazanamayan DEHB’li bireyler araştırmaya dahil edilmemişti. Ayrıca, aile desteği, yönlendirme ve eğitimin başarı ve yaratıcılığı etkilediğini biliyoruz.

Buradaki ana nokta, “Evet, DEHB’li bireyler daha yaratıcı olabilir ancak araştırma sınırlı bir grupla yapılmıştı.” şeklindedir.



  FACEBOOK YORUMLARI