Cep Telefonu Kullanımı ve Dikkat
19 Ekim 2016-Perşembe
İlk ve ortaokul öğrencileri arasında yapılan yeni bir çalışma sınıflardaki yaşça en küçük öğrencilerin standart testlerde sınıf arkadaşlarından daha düşük puan aldığını ve dikkat eksikliği hiperaktivite bozukluğu (DEHB) nedeniyle ilaç yazılma olasılıklarının daha yüksek olduğunu ortaya çıkardı.
Çalışmanın bulgularına göre, bir sınıfın sene sonunda doğan öğrencileri belli bir dezavantaja sahip olabilirler. Akademik veya davranış problemleri yaşadığı düşünülen öğrenciler aslında kendilerinden neredeyse bir yaş büyük olan sınıf arkadaşlarıyla rekabet etmeye zorlandıkları için geri kalıyor olabilirler. 5 yaşındaki bir çocuk için bir yıllık yaş farkı çocuğun yaşının yüzde 20’si eder ve muhtemelen kendisini yaşça daha büyük sınıf arkadaşlarından önemli ölçüde daha az olgunlaşmış gösterir.
Yapılan çalışma sınıf ne kadar alttaysa eşitsizliğin de o kadar büyük olacağını ortaya çıkardı. Araştırmacılar dördüncü sınıflarda sınıflarının en küçük üçte birlik kesimindeki öğrencilerin standart testlerde en düşük puan dilimine girme ihtimalinin yüzde 80 ile 90 arası daha fazla olduğunu ortaya çıkardı. Bu öğrencilere DEHB ilacı yazılma olasılığı da sınıfın yaşça en büyük üçte bir kesimindeki öğrencilerden yüzde 50 daha fazlaydı. Araştırmacılara göre, farklar zamanla azalıyordu fakat en az yedinci sınıfa kadar kendilerini göstermeye devam ediyordu.
Pediatrics dergisinde yayınlanan yeni çalışmada sağlık ve akademik önlemlerin ülke çapında takip edildiği ve uyarıcı ilaç reçetesi yüzdelerinin yüksek ve Birleşik Devletlerle eşit olduğu İzlanda’dan veriler kullanıldı. Bu ve başka ülkelerde daha önce yapılan çalışmalar üniversite öğrencileri arasında bile benzer kalıplar ortaya koymuştur.
Çalışmanın baş yazarı Helga Zoega en küçük sınıflardaki öğrenciler arasında performans farklılıkları olmasını beklediğini fakat uyarıcı ilaç reçetesi oranlarındaki eşitsizlik dahil bu farkların zamanlar devam edeceğini bilmediğini söyledi.
New York’taki Mount Sınai Tıp Okulunda akademisyen ve İzlanda Üniversite’sinde yardımcı profesör olan Dr. Zoega “Bunu görmek bizi şaşırttı” dedi. “Sınıflarında en küçük olan çocuklar yaşlarına göre davranıyor ancak davranışları olgunluktan ziyade başka bir şeyin belirtileri zannediliyor olabilir.”
Dr. Zoega ve çalışma arkadaşları bu çalışma için 1990ların ortalarında İzlanda’da doğan 10,000 öğrenciyi dördüncü sınıftan yedinci sınıfa, yani yaklaşık olarak 9 yaşından 12 yaşına kadar izledi. İzlanda’da sağlık ve akademik bilgileri ayrıntılı bir şekilde kayıt altında tutulur, bu yüzden araştırmacılar öğrencilerin standart testlerdeki puanlarını karşılaştırabildiler ve bu çocuklara reçete edilen ilaçlara bakabildiler.
Araştırmacılar daha sonra denekleri doğdukları yılın aylarında göre ayırdılar. İzlanda’da çocuklar okula 6 yaşına girdikleri takvim yılının Eylül ayında başlarlar ve tüm ülkede okullardaki doğum tarihi kesimi 1 Ocak’tır. Yani her hangi bir sınıftaki en büyük öğrenciler Ocak ve Nisan arasında doğanlardır. Orta kesim Mayıs ve Ağustos arasında ve en küçük üçte birlik dilim Eylül ve Aralık arasında doğanlardır.
Yapılan çalışma matematik ve dilbilgisi, edebiyat ve yazıyı kapsayan dil bilimlerindeki en düşük ortalama sınav puanlarının sınıftaki yaşça en küçük kesime ait olduğunu gösterdi. 9 yaşındakilerin standart sınavlarında, en küçük üçte birlik kesimi oluşturan öğrencilerin ortalaması en büyük üçte birlik kesimi oluşturan sınıf arkadaşlarına kıyasla yaklaşık olarak matematikte yüzde 11 ve dil bilimlerinde yüzde 10 daha düşüktü. En büyük öğrencilerle karşılaştırıldıklarında, küçüklerin matematikten düşük not alma olasılığı yüzde 90, dil bilimlerinden düşük not alma olasılığı yüzde 80 daha fazlaydı. Yedinci sınıfa gelindiğince risk bir ölçüde azalmıştı fakat küçük öğrencilerin her iki derste düşük not alma olasılıkları hala yüzde 60 daha fazlaydı.
DEHB ilaçlarıyla ilgili de benzer kalıplar görüldü, sınıflarının en küçük üçte birlik dilimindeki öğrencilerin uyarıcı ilaç alma olasılıkları en büyük üçte birlik dilimdeki arkadaşlarından bir hayli daha fazlaydı. Dr. Zoega cinsiyetinde biraz etkisinin olduğunu ortaya koydu. Genel olarak, sınavlarda kızlar erkeklerden daha yüksek puan alıyor ve kızlara uyarıcı ilaç yazılma oranı daha düşüktü. Fakat, nihayetinde hem akademik performans ve DEHB ilaçları kullanımı bakımından kızlar arasında hala bir yaş etkisi vardı.
Çalışmanın bulguları iki ekonomist Kelly Bedard ve Elizabeth Dhuey’in yaptığı araştırmayla uyuşuyor. Tüm dünyadan dördüncü sınıfları inceleyen ikili en büyük öğrencilerin en küçüklerden y yüzde 12’e kadar daha yüksek not aldığını ortaya çıkardı. Malcolm Gladwell’in 2008 yılındaki çok satan “Outliers” adlı kitabında anlatılan çalışmaları üniversite öğrencileri arasında benzer bir eğilim işaret etmiştir.
Bay Gladwell “Birleşik Devletlerdeki dört yıllık üniversitelerde sınıflarındaki görece küçük yaştaki gruba ait öğrenciler yaklaşık yüzde 11.6 oranında yetersiz temsil ediliyor. Başlangıçtaki bu olgunluk farkı zamanla gitmiyor. Kalmakta inat ediyor. Ve binlerce öğrenci için, başlangıçtaki bu dezavantaj üniversiteye gitmek ve gitmemek arasındaki farkı oluşturuyor.” yazmıştır.
Dr. Zoega çalışmasının uyarıcı ilaçlara karşı bir suçlayıcı niteliğinde algılanmasını istemediğini belirtti. Bunun yerine, velilerin ve eğitimcilerin düşük not veya davranış problemleriyle karşılaştıklarında çocuğun arkadaşlarıyla arasındaki yaş farkını göz önüne almalılar.
“Bir çocuğun DEHB sahibi olup olmadığına karar verirken kesin sonuçlara atlamayın.” Diyor. “Olgunluk düzeyi olabilir. Çocuğun sınıftaki daha büyük çocuklar kadar iyi performans gösteremeyebileceğini ve bunun da bir sürpriz olmadığını aklınızdan çıkarmayın.” diyor.